Adım Aslı, 19 yaşında, 1.65 boyunda, 49 kiloda, siyah saçlı, poposu ve göğüsleri oldukça sexy, ama kapalı bir kızım. Üniversite sınavında başarısız olunca bir kuruyemişcide iş buldum ve çalışmaya başladım. Patronum İsmail amca 52 yaşında, babacan, güleryüzlü bir adamdı. İş başvurusunda bulunduğum gün çok güzel giyinmiştim. Türban taktığımdan, üzerime bir bady, altımda vücuduma oturan siyah dar uzunca bir etek vardı, pardesümü de giyip öyle çıkmıştım çarşıya. Kuruyemişciden içeri girdiğimde İsmail amca (daha sonra tanıştık), “Buyur kızım!” diye hitap etmişti bana. Ben de iş aradığımı, üniversite sınavlarına hazırlanacağımı, paraya ihtiyacım olduğunu söyledim. Bana, “Kapalı bir kızın kuruyemişcide çalışması zor olacak, sigara ve alkol almaya hep erkekler gelir, bazen eve geç gidebilirsin kızım.” dedi. Ben ısrarla bu işe ihtiyacım olduğunu söyleyince, “Tamam, hemen başla bakalım!” dedi.
Pardesümü çıkardım ve tezgahın arkasına geçip çalışmaya başladım. İsmail amca, kalçalarıma kaçamak bakışlar atıyor, ben eğilip kalktıkça bakışları ile adeta beni yiyordu. Oturduğu sandelyeden pantolonun önünün kabardığı belli oluyordu. Önündeki kabarıklığa bakarken benim bakışımı yakaladı, ben utancımdan kızardım, ama o konuyu değiştirdi. İlk günümdü, heyacanlıydım, tezgah dar olduğundan sık sık arkamdan geçip birşeyler düzeltiyordu. Yine tezgahtaki şeyleri düzeltmek için tam arkamda durdu, önünü tam kalçalarımın arasına dayamıştı. Birşey diyemedim, kıpırdamadan onu dinliyordum. Arada sırada öne eğilip baskısını arttıryordu. Yanaklarım al al olmuştu. Bu böyle 15-20 dakika sürdü. Resmen aletiyle kalçama masaj yapıyordu. Müşteri gelince hemen yerine geçti.
Akşam olmuştu. “Kızım arkadaki depoda düzeltilecek mallar var, gitmeden bana yardım et, yarına hazır olsunlar!” dedi. Ben de, “Tamam İsmail amca.” dedim. Saat 18:00 gibi dükkanın kapısını kilitledi. Ben, “Niye kapıyı kilitlediniz?” diye sorunca, “Depodayken hırsız falan gelir, duyamayız.” diye cevap verdi. Gündüz yaşadıklarımdan tedirgin olsam da, benden 30-35 yaş büyük birisinden zarar gelmeyeceğini, davranışlarından belki benim yanlış anlam çıkarttığımı düşündüm. Depoya indik.
Depo gerçekten de çok karışık bir yerdi. Merdiveni getirdi, “Sen şu raftaki kutuları indir, ben senden alırım!” dedi. Dar etekle merdivene çıkmak zor olsa da çıktım. Bu arada düşmemem için beni baldırlarımdan tuttu, bırakmıyordu. “Korkma kızım seni tutuyorum!” dedi. Aslında düşeceğim de yoktu. Neyse, ben raftaki kutuları düzenlerken eli kalçalarıma geldi. Resmen kalçalarımı okşuyordu. Tedirgindim, ama hoşuma da gitmeye başlamıştı. Ses çıkartmadığım için okşamaları sertleşmiş, artık parmağı ile arka deliğime ve amıma baskı yapar olmuştu…
Ben bir 10 dakika sonra, “Yoruldum!” dedim. “İn, biraz otur dinlen!” diyerek, bana inmem içinde yardım etti, ama resmen beni önüne dayayarak yere indirdi. Sessizdik. Yarım dakika ben önde yarı domalmış şekilde, o da arkamda aletini dayamış halde kaldık. Daha sonra oradaki kanepeye oturduk. Önüne baktığımda, aleti pantolununu delecek gibiydi. Sağdan soldan sohbet ederken, erkek arkadaşım olup olmadığını sordu ve “Çekinmene gerek yok, bana herşeyi anlatabilirsin, kızım yaşındasın!” dedi. Bir arkadaşımın olduğunu, fakat beni terk ettiğini söyledim. Nedenini sordu. Söylemedim. Israr etti, “Ben senin sadece patronun değil, aynı zamanda da sırdaşınım, bana söylediklerin burada kalır!” dedi. Ben de saf saf, çıktığım oğlanla öpüştüğümü, birbirimizle seviştiğimizi, fakat arkadan ilişkiye girmeyi red ettiğim için beni terk ettiğini, ağlayarak anlattım…
İsmail amca da bana karısının 10 sene önce öldüğünü, yalnızlığın zor olduğunu söylerken, beni kendine çekti. Ağlayarak, İsmail amcanın kucağına başımı koydum. Ama koyar koymaz dimdik sikini yanağımda hissetim. Bir yandan benimle konuşuyor, bir yandan da, “Ağlama kızım, üzülmeye değmez!” diyerek saçımı okşuyordu. İçim bir tuhaf olmuştu…
Sonra elimi tutup yanağımın altına koydu, artık siki elimin altındaydı. Eğilip yanağımı öpünce, “Ne oluyor?” diye ona döndüm. Döner dönmez dudaklarını dudaklarıma yapıştırdı. “Hayır, amca yapma!” dediysem de bırakmadı. Bir hamlede pantolonunu indirdi, “Seni deli gibi istiyorum tatlım! Lütfen beni kırma, istemediğin hiçbir şey olmayacak!” dedi. Beni doğrulttu ve elimi alarak külotunun üstünden aletini okşamamı istedi. Ben yavaş yavaş sikini okşarken, o da badimi sıyırdı, sütyenimi yukarı kaldırıp, göğüslerimi emmeye başladı. Hem tedirgindim, hem istemiyordum, hemde çok zevk alıyordum. İsmail amca yaşlı falandı, ama çok tecrübeliydi. Bir elini eteğimin eltına attı, külotumun üstünden amımı ellemeye başladı. Sonra külodumu kenara çekip amımı yalamaya başladı. Ne müthiş bir zevkti bu. Bir kızın amının yalanması kadar güzel birşey olamazdı herhalde. Resmen amımın suları akıyor ve orgazm oluyordum…
Bir ara kendi külotunu indirdi. Siki oldukça büyüktü, özelikle sikinin başı kola kutusu kadar vardı. Bana sikini emmemi söyledi. Muhteşem bir siki vardı. İsmail amcanın sikini görünce erkek arkadaşımın sikinin oldukça küçük olduğunu anladım! Daha sonra beni tamamen soydu, kendisi de soyundu. Kanepede 69 olduk. Onun başı benim bacak aramda amımı yalarken, siki de benim ağızımdaydı. 10 dakika kadar birbirimizi zevkle emdik. Ben, “Ohhh İsmail amca harikasın!” diye inledikçe, adam amımı daha bir iştahla yalıyordu. Ben tabii orgazmdan orgazma uçuyordum…
Sikini ağzımdan alıp bacak arama yanaştı ve sikini amımın dudakları arasına sürtmeye, aşağı yukarı kaydırarak amımın dudakları arasında gidip gelmeye başladı. Bakire olduğum için korkuyordum, çünkü nerede duracak bilmiyordum. “Bakireyim lütfen içime girme İsmail amca!” diye güçlükle, inleyerek kendisine rica ettim. “Korkma küçüğüm, kızlığına dokunmayacağım, rahat ol!” dedi. Kanepenin arkasındaki rafların birindeki kutulardan krem aldı, parmaklarını kremledi. Ben ne yapıyor diye düşünürken, kalın parmaklarından önce birini yavaş yavaş arka deliğimden içeri kaydırdı. O kadar değişik bir zevk alıyordum ki, hiç sesimi çıkarmıyordum. Bir süre sonra üç parmağı da götümün içindeydi. Bir eliyle de amımı okşuyordu…
Bir süre götümü parmakladıktan sonra, “Erkek arkadaşına vermemişsin, ama bu güzelliği ben alacağım!” dedi. Biraz heyecandan, biraz da götümden sikilecek olmanın merakından, ona cevap bile veremedim. Ama kocaman sikini götüme nasıl alacağımı da düşünmeye başladım. Bu endişemi anlamış olmalı ki, “Kendini bana bırak tatlım, kasma kendini!” dedi. Yavaşca sikini götüme dayadı, içime girdiğini milim milim hissediyordum. Biraz yüklenince, “İsmail amca duuur, ahhhh, lütfen dur!” derken artık sikinin koca başı götüme girmişti. Arkam yırtılıyor zannediyordum. “Şşşt, geçti bebeğim, tamam bak oldu!” diye diye, yavaş yavaş götüme o koca sikin tamamını soktu. “Ohhh bebeğim, canım, ne kadar dar ve güzel götün var! Muhteşem! Harika!” diyerek, tam yarım saat götümü sikti. Sikinin damarlarını bile büzüğümde hissediyordum. Büyük bir hırıltı ile götüme boşalırken, amımı da okşadığından, ben de geldim. Tarifi mümkün olmayacak kadar güzeldi.
Bu arada saat 20:00 olmuştu. Kağıt havluyla temizlendik ve giyindik, yukarı çıktık. “Yarın sabah saat 8’de gel Aslıcığım, tamam mı?” diyerek bana avans olarak yarım maaş para verdi. Parayı aldım, dudağından öptüm ve “Tamam, yarın görüşürüz!” dedim, dükkandan çıktım. Arkam acıyordu, yürümekte zorlanıyordum. Eve geldim, iş bulduğumu kısaca bizmkilere anlattım. Babam da, “Yorulmuş benim güzel kızım, çok çalışmış!” dedi. Yemek yemeden yatağıma gittim, karnım toktu, İsmail Amcanın kocaman siki beni doyurmuştu…
Halen aynı yerde çalışmaya devam ediyorum 😉