Oturduğumuz dubleks evi banka kredisi ile 2 yıl önce aldık. Halen de kredisini ödemeye devam ediyoruz. Bu kış Antalya’da inanılmaz yağmurlar oldu. Bu yoğun yağmurlardan sonra evim çeşitli yerlerinden su aldı. Kredi ödediğimizden dolayı doğal olarak da sigortası var. Bununla ilgili hasar dosyası oluşturmak için sigorta şirketini aradım ve hasar dosyasını oluşturdum.
Aradan 2 gün geçmişti ki, bir bayan aradı ve konu ile ilgili yarın eksper göndereceklerini ve uygun olup olmayacağımızı sordular. Ben de kendilerine proğramımı ona göre ayarlayabileceğimi söyleyip, ertesi gün evde eksper beklemeye başladım. Eşim de çalıştığı için evde yalnız olacaktım. Saat 13:00 gibi eksper geldi. Eksper Esra adında bir afetti. Esra hanım yaklaşık 1.70 boylarında, kumral, yeşil gözlü, tam fit bir hatundu. Ben de 1.80 boyunda, ve ne tesadüftür ki, kumral ve yeşil gözlüyüm. Hatuna kapıyı açınca direk göz göze geldik. İçimden (Çok hoş bir hatun!) diye geçirdim, ama buraya gelme nedeni hasar dosyasında beyan ettiğim hasarları yerinde tespit etmekti. İçeriye davet edince birşeyler ikram etmek istedim. Ancak, “Gidecek birkaç noktam daha var, o yüzden acele etmeliyim!” dedi. Ben de kendisine saygı duydum ve hasar bildirimi yaptığım bölgeleri fotoğraflaması için kendisine gösterdim.
Binanın üstüne de çıkmak istedi. Çünkü su alan bölümlere, nereden su sızmış olabileceğini resmetmek istiyordu. Oraya çıkmak içinse binanın iç kısmında duvara monte edilmiş dik metal bir merdiven vardı. Esra hanım buradan çıkarken ayağı kaydı ve düştü. Ben aşağıdan tuttum ama buna rağmen ayağı burkulmuştu. Canı çok acıyordu. Hastaneye götürmeyi teklif ettim, ancak, “Önemli birşey değil herhalde, biraz dinlenirsem geçer!” dedi. Ben de evde ecza dolabında kas gevşetici Pomad’lardan araştırdım ve ayağına sürmem konusunda öneride bulundum. Canı acımıştı, ama kibarlık yapıyor, “Zahmet olmasın size…” diyordu. Hoş hatundu, ama ben tamamen yardımcı olmak niyetindeydim. O da aynı şeyi düşünmüş olacak ki, kabul etti.
Pantolonunun paçasını diz bölgesine kadar kıvırarak işe başladım. Alt baldırından ayağının tarak bölgesini de kapsayacak şekilde yavaş yavaş canını acıtmadan masaj yapmaya çalıştım. Teni pürüzsüzdü ve ayakları çok bakımlıydı. Bir müddet sonra parfümü içimi gıcıklamaya başladı. Aslında sadece parfümü değildi, vücuduna dokunmak beni etkilemişti. Ben farkına vardığımda Esra ayaklarındaki masaj yapılan bölgeye değil, benim önümdeki kabarıklığa bakıyordu. Ne zamandır gözü oradaydı bilmiyorum, ama dalmıştı. “Nasıl oldu?” dediğimde, boğuk bir sesle, “Çok güzel, devam edin lütfen!” dedi. Ben de azmıştım, o da azmıştı. Ona, “Ağrı daha yukarılara da yayılmış olabilir, üst baldırı da yağlamamız iyi olur. Rahat olman için pantolonu çıkaralım…” dedim. “Peki, nasıl istersen!” dedi ve oturduğu yerden düğmesini çözdü ve pantolonunu dizine kadar sıyırdı. Dizden aşağısını da ben çıkarttım…
Artık Esranın ayağında pantolon yoktu, sadece külotu vardı. Bu benim için yeşil kart anlamı taşıyordu, “Masajı rahat yapalım Esracığım…” diyerek, hatunu kucakladığım gibi yatak odasına çıkardım. O da hiç itiraz etmedi giderken, aksine kollarını boynuma sardı. Yatağa nazikçe bırakıp, ben masaj yapmaya başladım. Kalçalarına yaklaştığımda, yanlışlıkla olmuş gibi vajina bölgesine dokunuyor ve külotundaki ıslaklığı hissediyordum. Aslında amacım iyice emin olmaktı. İstediği her halinden belliydi, ama olsun! Ben zaten çıldırmıştım, biraz da onu çıldırtacaktım. Sonrasında olacaklar bizi daha çok heyecanlandıracaktı.
Nitekim Esra sonunda yatakodası ses tonuyla, “Ne yapmaya çalışıyorsun? Amacın beni yalvartmak mı? Sikeceksen sik hadi!” dedi. Ben de bunun üzerine, “Hayır, seni çatır çatır sikecem, ama heyecanı uzatmak istedim!” dedim. Sonrasında zaten ipler kopmuştu. Çılgınlar gibi öpüşmeye başladık, dillerimiz kah benim ağzımda kah onun ağzında birbiriyle buluşuyor, kah o benim dilimi, dudağımı, kah ben onun dilini dudağını emiyordum. Göğüsleri de çok hoştu, onları da epey bir yaladım, emdim, somurdum ve hatta ısırdım. Amına geldiğimde Manavgat şelalesi beni bekliyordu. Kaymak gibi traşlı, tombul amı sünger gibiydi ve kek gibi kabarmıştı. Tadı o kadar güzeldi ki, dilimi değdirir değdirmez zaten çığlık atmaya başlamıştı. Ben amını yalarken, ayaklarıyla beni sarmıştı. Ayağının acısını unutmuştu sanırım. Elleriyle de saçlarımı tutmuş, saçlarımdan çekerek amına bastırıyordu. “Yarağını istiyorum! Ver onu ağzıma!” diyordu.
İkiletmedim ve hemen 69 olduk ve yarağımı ağız hizasına getirdim. O ne biçim yalamaydı! O kadar çıldırmıştı ki, anlatamam. Bir taraftan eliyle aşağı yukarı oynuyor, diğer taraftan da ağzına sokuyordu. Az sonra o da, ben de sarsılarak boşaldık. Fakat ikimizin de durmaya niyetimiz yoktu. Aynı şekilde birbirimizi uyarmaya devam ettik. Çok geçmeden benim yarak hazır kıta bekliyordu. Esranın bacaklarının arasındaki yerimi aldığımda, Esra olduğu yerde kıvranıyordu. “Hadi artık, öldürdün beni!” diyordu. Fakat bu şekilde kıvranması bana inanılmaz bir haz veriyordu. Yarrağımın başıyla amına aşağı yukarı baskı uygulayınca, “Sok artık, sik beni!” diye bir çığlık attı. Binayı başımıza toplamak istemezdim. Ben de, “Al amına kodumun orospusu!” deyip, sert bir şekilde girdim ve sert bir şekilde pompalamaya başladım.
Bacaklarını havaya kaldırıp, kasıklarımız birbiriyle öpüşmeye başlayınca, çığlıklarını bastırmam mümkün olmadı. Deli gibi bağırıyordu. Eşimi de bağırtırım, ama bu başkaydı. Kaç kere orgazm oldu sayamadım, fakat trans halindeydi. Götü de çok güzel görünüyordu. Bir makinenin parçaları gibi çalışıyorduk. Amından akan sular götünün deliğini de ıslatmıştı zaten, belinden tutup bunu yüzüstü çevirdim ve acıyor mu, acımıyor mu demeden, yarrağımı kaktırdım götüne. Bu kadın tam seks için yaratılmıştı. Ne biçim bağırıyordu. Götüne boşaldığımda, ikimizden de boncuk boncuk terler akıyordu. Birlikte banyoya girip duş aldık. Banyoda da biraz oynaştık tabii.
Bu arada saate baktığımızda 17:00 olmuştu ve eşim gelmek üzereydi. Yakalanmak istemiyordum, hemen giyindik. Telefonlarımızı kaydettik. Çatının fotoğraflarını ben çektim. Birdahaki sefer onun evinde buluşmak üzere sözleşerek onu yolcu ettim.
Herkese seks dolu, mutlu günler.