Selam arkadaşlar. Bundan önceki hikayelerimde Celal ile sikişlerimi ve Anneler gününde annemi siktirdiğimi anlatmıştım. Umarım okurken zevk almışsınızdır.
Kocamın arkadaşı geç vakit telefonla evimi arayarak, “Yenge, yarın kocanın yanına gideceğim, göndermek istediğin birşey var mı? Ne bileyim pasta börek gibi?” diye sormuştu. Ben de, “Vakit biraz geç oldu, ama birşeyler hazırlayayım, yarın sabah gelir alırsın!” diyerek telefonu kapattım. Hemen fırına gidip hamur almaya karar vermiştim, ama bu saatte fırın açık olur mu bilmiyordum. Çünkü saat bayağı geç olmuştu, ama yine de şansımı denemek için hemen dışarı çıktım. Hızlı adımlarla fırına geldiğimde, daha önce birkaç kez kesiştiğim fırıncıyı, tam fırının kapısını kilitlerken yakaladım ve “Kapatıyormusun? Hamur lazımdı da, acaba hamur var mı?” diye sordum. Fırıncı da, “Yok kalmadı Canan hanım!” diye cevap verince, şansımı zorlamaya karar verdim ve “Tühhh yaa, kocama birşeyler yapıp gönderecektim… Bunun bir yolu yok mu? Benim için biraz hamur yapsan?” diyerek inceden yalvarma durumuna geçmiştim. “Aslında olabilir tabii, ama biraz sürer. Eğer hamur olana kadar içerde biraz başbaşa muhabbet edersek, neden olmasın?” dedi. Bu beni sikmek istediğinin mesajıydı…
Teklifi kabul ederek kapıdan içeri girdim. Fırıncı kapıyı kapatıp, “Hamuru dip odada yoğuracağız canım!” diyerek bir eliyle belimden tutarak beni hamur odasına götürdü. Elini belime atmasına sessiz kalmamdan cesaret alan fırıncı, yavaş adımlarla ilerlerken, elini belimden kalçama doğru indirmeye başladı. Benim de korkuyla karışık heyecanım amımın ıslanmasına neden olmuştu. Fırıncı elini biraz kalçamda gezdirdikten sonra, artık rahatça okşamaya ve avuçlamaya başlamıştı. Bendeki heyecan doruğa çıkmış, kısık sesle, “Kimse yok değil mi?” diye sorduğumda, “Yok merak etme, sadece ikimiz varız bebeğim!” diyerek beni rahatlatmıştı. Hamur teknesinin bulunduğu odaya girdiğimizde, beni kanepeye oturtup, hemen tekneye unu suyu koyup makineyi çalıştırdı ve yanıma geldi oturdu. Artık iyiden iyiye beni okşuyor ve hatta üzerimdekileri çıkartıyordu. Kendimi olayın akışına bırakarak, o heyecanın zevkini ve tadını çıkarmaya karar verdim…
Fırıncı beni çırılçıplak soyduktan sonra, kendisi de bir çırpıda soyunup, beni ayak parmak uçlarımdan yalamaya başladı. Bacaklarımı yalayarak yukarılara, amıma geldi. Amımı yalarken, adeta amımı yiyordu. Dişlerinin ince ısırıklarını amımın dudaklarında hissettikçe zevkten uçuyordum. Vantuzladıkça amımın dudakları adeta şişiyordu. Beni yalayarak orgazm ettikten sonra doğruldu ve yarrağını ağzıma dayadı, yalamamı emmemi istercesine dudaklarıma sürtüyordu. Büyük bir iştahla yarrağını yalamaya ve emmeye başlamıştım ki, fırıncı böğürerek ağzımın içine boşaldı. İşte ençok hoşuma giden olaylardan birini yaşamıştım ve tüm döllerini yutmuştum. Ama çok kısa sürmüştü, dayanamadım ve “Yeni başladık, ne oldu?” dedim. “Kusura bakma çok heyecanlandım birden, biraz heyecanım geçsin!” diyerek yanıma oturdu. Bir sigara yakıp, dumanı derin derin içine çektikten sonra, “Vay bee, halen inanamıyorum, daha düne kadar hep senin götünü hayal ederek burda 31 çekiyorduk!” dedi. “31 çekiyorduk derken? Kim 31 çekiyordu anlamadım?” dedim. “Fırında çalışanların tümü! Hatta sizin apartmanın kapıcısı Hakan bile, her geldiğinde senin götünün güzelliğini anlatıp duruyor, biz de seni düşünüp 31 çekiyoruz!” deyince daha da şaşırmıştım, ama beni bukadar azulamaları beni mutlu etmiş ve diğerlerinin de yarraklarını merak etmiştim. Bu mutlulukla fırıncının yarrağını yalaya yalaya tekrar kaldırmış ve üstüne çıkıp, amımın sularını yarrağına sürterek içime girmesini sağlamıştım…
Fırıncı demin ağzıma boşalmasının etkisiyle, beni rahat 20 dakika sikti. Tüm döllerini içime boşalttığında, içeri diğer çalışanlar girmiş ve bizi öyle sikişirken yakalamışlardı. Toparlanmamıza bile fırsat kalmadan etrafımı sarmışlar ve beni okşamaya başlamışlardı. Onlar da beni sikmek istiyorlardı, bunu biliyor ve ben de onlarla sikişmek istiyordum, ama kocama da poaça, börek yapmam gerekiyordu. Hemen aklıma bir fikir geldi, ilk sikiştiğim fırıncıyı da karşıma alarak, onlarla bir anlaşma yaptım. Sıra ile hepsiyle sikişecektim, ama boşta olanlar da poaça, börek, pasta falan yapacaklardı. Bu teklif onların da hoşuna gitmişti. Aklımı kullanmanın sevinciyle, o gece sabah saat 4’e kadar fırıncılar sıra ile beni sikerken, boştaki fırıncılar da kocama pastalar, poaçalar, börekler yapmışlardı.
Fırından çıkıp sevinçle apartmana doğru giderken, içimden de, (Ahh kocacığım ah, senin için ne fedakarlıklar yapıyorum, ama sen bunların fazlasını hak ediyorsun canım kocacığım, çünkü sayende bu amım hiç boş kalmıyor, değişik degişik yarraklar yiyorum. Sen hep orda kal, ben sana sürekli börek, çörek yollarım!) diyordum :))
Sabaha karşı ben apartmana girerken, bizim kapıcı Hakan da kaloriferleri yakmak için çıkmış, kapıda karşılaştık. “Günaydın Canan hanım, çok yorgun görünüyorsunuz, verin elinizdeki poşetleri taşımanıza yardım edeyim!” diyerek elimdeki sıcak börekleri alıp, “Mmmhhh börekler güzel kokuyor. Gerçi bu saatte fırında börek falan çıkmaz, ama sizin için kim ne yapmaz ki Canan hanım!” diyerek laf çarpmıştı. Mutlaka anlamış olmalıydı. Neyse, evin kapısında elinden poşetleri alıp eve girdim. Hakan da geri indi kalorifer dairesine. Kocama göndereceğim saklama kabına börekleri, poaçaları dolu dolu yerleştirip, bir okadar da artanlardan bir tabak hazırlayıp, canı çekmiştir diye, Hakana vermek üzere kalorifer dairesine indim. Kalorifer dairesinin kapısı açıktı, içeriye yöneldiğimde Hakan yaklaştığımı fark etmemişti. Cep telefonunda bir fotoğrafa bakarak 31 çekiyordu. Gülerek, “Kolay gelsin! Ne yapıyorsun?” dediğimde, hemen toparlanmaya çalıştı, ama ben göreceğimi çoktan görmüştüm. Cep telefonundaki fotoğraf, benim etek altı resimimdi, merdivenlerden çıkarken çaktırmadan çekmiş. “Demek benim resmime bakarak 31 çekiyorsun?” deyip, börek tabağını kenara bıraktım ve elimi Hakanın eşofmanından içeri sokup, taş gibi duran sikini dışarı çıkardım ve okşamaya başladım. O da, “Senin o götüne nasıl hastayım bir bilsen! Çok güzel götün var, öldürüyor beni!” diyerek götümü okşamaya başladı…
Sonra ellerimi duvara yaslayarak eteğimi kaldırdı, tangamı aşağı sıyırıp, sikini arkama sürtmeye başladı. Kulağıma, “Demek fırıncılar da sikti seni?” diye fısıldayarak, arkamdan amıma yavaşça girerken, ben sordum, “Başkaları da mı sikiyor beni?” diye. “Evet, marketçi de sikiyor, Celal abi de sikiyor… Şimdi de ben sikiyorum!” dedi. “Sen daha sikemedin canım, bu kadar yeter!” deyip, sikini amımdan çıkardım ve tangamı çekip eteğimi indirdim. Hakan yalvarmaya başladı, “Beni böyle sikim elimde mi bırakıp gideceksin, neolur devam edelim! Hadi neolur bir kere sikeyim, karşılığında ne istersen yaparım!” diye. O anda aklıma, bir keresinde Celal ile sikişirken bana anlattığı bir fantazisi geldi. Hakana sordum, “Gerçekten ne istersem yaparmısın?” dedim. “He valla, seni birkere tam anlamıyla sikmek için yapmayacağım şey yok!” dedi. “Peki, karını da siktirimisin?” dedim. Hakan hiç düşünmeden, “Yaparım valla, ben seni sikeyim de, istersen karımı tüm mahalle siksin!” dedi. “Ozaman sen karınla sikişirken, Celal ile ben odaya gireceğiz ve grup yapacağız! Kabul mü?” dedim. Kabul edip söz verdikten sonra, tangamı indirip eteğimi kaldırdım ve önüne domaldım. Bir posta da Hakan kaydı amıma.
Kalorifer dairesinden çıktığımda artık sabah olmuştu. Düşünüyorum da, ne hamarat bir kadınım, gece sabaha kadar hem fırıncılara, hem kapıcı Hakana sikilmiştim, hem kocama göndereceğim poaçaları, börekleri, pastaları halletmiştim, hem de Hakan ve karısıyla grup seks yapma sözü almıştım :))
Hepinizin amlarını ve yarraklarını yalıyorum.