Ogün İşten döndüğümde karım evde yoktu. Önce üstümü değiştirdim, sonra da kendime bir bardak buzlu viski yapıp Televizyonun önüne oturdum. Kim bilir neredeydi karım. Fazla düşünmeden haberlere daldım. Kapının açıldığını duyduğumda ikinci Viskim de bitmek üzereydi. Gözlerimi Televizyondan koparıp salonun kapısından girmekte olan karıma şaşırarak baktım. Beyaz bir giysi vardı üstünde. Eğer buna giysi denilebilirse tabii. O baştan çıkartıcı vücudunu örtmekten çok daha göze batar hale getiriyordu çünkü. İncecik pamuklu bir kumaştan yapılmıştı. Biraz uzunca ve kolsuz bir Tişörte benziyordu. Sütyensiz memeleri, karnı ve kalçaları tüm hatlarıyla belliydiler. Eteği dizlerinin çok üstündeydi ve o güzelim bacaklarını olduğu gibi meydanda bırakıyordu. Yüksek topuklu dekolte ayakkabıların içindeki ayakları tırnaklarını süsleyen sedef rengi ojeyle daha da seksi bir hale gelmişti.
Ama beni şaşırtan bunların hiç biri değildi. Her zaman böyleydi karım. Her zaman tahrik edici, her zaman sikilesiydi. Üstelik onun bu özelliği en çok hoşuma giden yanı olmuştu hep. Şaşmama neden olan başka şeylerdi. En başta uzun ve kumral saçları darmadağındı. Giysisi buruşmuş ve yer yer kirlenmişti. Çıplak kollarıyla bacakları da öyle. Sanki düşmüş, dayak yemiş, ya da trafik kazası geçirmiş gibiydi. Ama yüzündeki ifade haline uymuyordu. Yorgun ve mutlu görünüyordu.Gelip kanepeye yanıbaşıma oturduğunda eteği sıyrıldı. Şimdi ayrık bacaklarının iç taraflarının sırılsıklam ıslak olduğunu görebiliyordum. “Sikilmişsin sen.” dedim. “Ohh evet hem de ne biçim…” dedi. Sikim bir anda kalkıverdi. Karımın başkalarıyla sikişmesi kadar tahrik edici şey yoktu benim için. Tek koşulu olup bitenlerden haberim olmasıydı. En sevdiğim de başkaları karımı sikerken seyretmekti. Bu mümkün olmazsa karım herşeyi en ince ayrıntısına kadar anlatırdı bana. Sonunda bu uzun uzun sikişmemize neden olurdu. Şimdi de son derece tahrik olmuştum. Karımın gözlerinin içine bakarak, “Kim?” diye sordum. “Kim değil sevgilim, kimler diye sorman lazım.” dedi. “Kimler peki?” dedim. “Ameleler!” dedi. Birden bir şimşek çaktı kafamın içinde. Olup biteni hemen anlamıştım. Demek karım yaklaşık bir haftadan beri aklına takılan şeyi yapmıştı sonunda.
Her şey bir önceki hafta sonunda başlamıştı. Yine böyle çok sıcak bir gündü. Boğazda oturan bir dostumuzu ziyarete gitmiştik. Balkonda ikram edilen viskileri içerken karımın çok frikikli oturduğunu farketmiştim. Eteği zaten kısacaktı ve otururken iyice sıyrılmıştı. Üstelik öyle bir bacak bacak üstüne atmıştıki, neredeyse çıplak kıçı görünüyordu. Buraya kadar garip bir durum yoktu. Ama karımın bu şovu neden yaptığını anlamakta zorlanıyordum doğrusu. Ziyaretine gittiğimiz dostumuz kadındı. Karımın kaçamak bakışlarını takip edince, şovun hedefini bulmakta gecikmemiştim. Oturduğumuz balkonun yan karşısında onarılmakta olan ahşap bir konak vardı. Neredeyse bitmişti onarım çalışmaları. Konağın duvarlarında binanın katlar halinde satıldığına dair ilanlar vardı. Doğaldır ki bunlar neden olmuyordu karımın bacaklarını göstermesine. Gerçek hedef, ya da daha doğrusu hedefler, konağın önündeki yığılı kumların yanında duran amelelerdi. Hafta sonu olduğu için çalışmıyorlardı anlaşıldığı kadarıyla. Güzel havanın tadını çıkarmak için dışarı çıkmışa benziyorlardı. Ama bu kadar hoş vakit geçirmeyi beklemedikleri de belliydi. Orada büyülenmiş gibi dikilmişler, karımı seyrediyorlardı.
Gitmek üzere kalktığımızda şov bitmişti gerçi, ama dostumuzun oturduğu apartmanın binanın dışından dolanarak inen merdivenlerinden inerken yeni bir şov başlamıştı. Karım dış taraftan yürüyor, aşağıdan bakan adamların eteğinin altından çıplak kıçına kadar seyretmelerine fırsat veriyordu. Otomobilimizin yanına gitmek için onların önünden geçmek zorunda kalmıştık. Genç ve kaba saba adamlardı ameleler. Büyük ihtimalle hepsi doğuluydu. Gözleri karımın üzerinde sanki kenetlenip kalmıştı. Tepeden tırnağa sik kesilmiş bir halde, attığı her adımı, her hareketini izliyorlardı. Karım önce arka kapıyı açıp çantasını arka koltuğa koymak istemiş, sonra da güya koltukların arasına düşürmüştü. Tekrar almak için de eğilmesi gerekiyordu tabii. Gerçi yerime oturmuş olduğum için ben göremiyordum ama, ameleler karımın her yerini görmüş olmalıydılar. Pantolonlarının önünü birer çadır gibi kabartan kalkmış sikleriyle orada bırakıp gitmiştik.
Eve girdiğimizde karım olayı yeniden gündeme getirdi, “Ne hale geldi ameleler gördün mü sevgilim?” dedi. “Mahvettin adamları. Hiç acıman da yok. Ne yapacaklar şimdi? Hepsinin siki kazık gibi olmuştu.” dedim. “Biliyorum. Aklımı başımdan aldı o kalkmış sikler, ama ne yapabilirdim ki? Sahi ne yapacaklar şimdi?” dedi. “Seni düşünüp otuzbir çekerler herhalde.” dedim. Bu sözlerim müthiş bir etki yapmıştı üstünde. Eteği beline kadar sıyrılmıştı. Gözlerimin içine bakarak, “Yaparlar mı sence? Sahi beni düşünüp otuzbir çekerler mi?” dedi. “Hiç kuşkun olmasın!” dedim. “Ohhh gerçekten çok hoş olur bu. Düşünsene o kocaman siklerini ellerine alıp beni sikmeyi hayal ettiklerini. Avuçlarını sikerken, beni siktiklerini düşünecekler değil mi? Bellerini benim için getireceklerini düşünüp çıldıracak gibi oluyorum sevgilim. Yazık olacak o güzelim döllere. Boşa gidecek hepsi de.” dedi. Gözleri yarı kapalıydı artık. Bacaklarını alabildiğine açmış, oturduğu koltuğun kollarına atmıştı. İyice sulanmış amı, olduğu gibi ortadaydı. Dayanılır bir manzara değildi bu. Aslında onu hemen ve oracıkta sikmek istiyordum ama, seyrettiğim şey o kadar tahrik ediciydi ki, bozmaya kıyamıyordum.
Pantolonumun fermuarını indirip sikimi dışarı çıkardım ve otuzbir çekmeye başladım. “Ooohhhh göster bana sevgilim.” dedi karım, “Beni sikmeyi düşünüp nasıl otuzbir çekileceğini göster hadi.” dedi. İkimiz de son derece heyecanlanmıştık. Artık konuşmuyor, yalnızca otuzbir çekiyordum. Gözlerimiz birbirinde eriyor, ellerim giderek daha hızlı hareket ediyordu. Belim gelmeye başlamıştı. Sikimden fışkıran erkeklik sıvısı aradaki bir kaç metrelik mesafeyi aşıp, karımın çıplak karnına gelmişti. Bu da onun elektrik çarpmış gibi irkilmesine neden olmuştu. Çığlığa benzer bir inilti çıkmıştı ağzından ve koltuğun üstünde yığılıp kalmıştı.
Ameleler gece yatağa girdiğimizde bir kere daha gündeme gelmişti. Ama bu sefer otuzbir çekmeyi değil, ellerine geçirirlerse onu nasıl sikeceklerini konuşmuş ve çılgıncasına sikişmiştik. Bu durum tüm hafta boyunca da sürmüş gitmişti. Şimdi karım gidip kendini amelelere siktirdiğini söylüyordu. Sikim öyle bir kalkmıştı ki pantolonumu yırtabilirdi. Gözlerimi karımın bacaklarının pırıl pırıl parlayan iç taraflarından alamıyordum bir türlü. Bu ıslaklığın, amele belleriyle karışmış am sularından kaynaklandığını bilmek bile son derece kafa yediriciydi. Karım da gayet iyi biliyordu bunu. Kanapede biraz öne kaymış, bacaklarını alabildiğine açmıştı şimdi. Yorgun bir sesle, “Şu halime bak sevgilim, görüyorsun değil mi ne halde olduğumu?” dedi. “Güzel siktiler mi seni?” dedim. “Ohhh evet, çok güzel siktiler beni!” dedi. “Nasıl siktiler?” dedim. “Heryerimden siktiler beni. Peşpeşe, birer birer, hep birlikte bayıltana kadar siktiler beni.” dedi. Şimdi yarı yatmıştı kanepenin üstüne. Dizlerini karnına doğru çekmiş, kendini alabildiğine açmıştı. Amını da götünü de görebiliyordum. Susamış bir ağız gibi açık duran amında da, kızarıp hafiçe şişmiş götünüde de peltelenmiş beller vardı. Dayanılır gibi değildi gördüklerim. Yerimden fırlayıp akıl almaz bir hızla pantolunumu ve donumu çıkardım. Neredeyse atlayarak, karımın açık bacakları arasına girdim. Tek bir harekette ve dibine kadar soktum taze sikilmiş ve iyice gevşemiş vıcık vıcık amına. Sonra da zevkten boğulmuş bir sesle, “Hadi anlat!” dedim, “Hepsini en baştan anlat. Nasıl sikildiğini anlat bana!” dedim.
Karım: “Sabah sen gittikten sonra tekrar aklıma geldi ameleler. Zaten bütün hafta boyunca çıkmamışlardı ya aklımdan. O gün beni seyrederken siklerinin nasıl kalktığını hatırladıkça amım sulanıyordu. Ama oraya gidip de kendimi onların önüne atmaya da cesaret edemiyordum bir türlü. Sonra bu sabah birden cesaretlenmiş hissettim kendimi. Oraya gittiğimde dışarda yalnız bir amele vardı. İri yarı kaba saba biriydi. Daha beni görür görmez hatırlamış ve cin çarpmışa dönmüştü. Gözlerini üstümden alamıyordu. Yanına sokulup, satılık dairelerle ilgilendiğimi söyledim. Sonra cevap bile beklemeden girdim binanın içine. Hemen peşimden geliyordu. Ben önde, o arkada merdivenleri tırmanıp en üst kata çıktık. Özellikle yavaş yavaş çıkmıştım merdivenleri. Gözlerinin bacaklarımda ve kıçımda dolaştığını hissediyor ve çıldıracak gibi oluyordum. Yukarıda yüzümü ona dönünce ilk gözüme çarpan pantolonunun önündeki muhteşem kabarıklık oldu. Oh tanrım nasıl da kalkmıştı siki. İyice şaşkındı. Zaten Türkçesi çok bozuktu ve söylediklerini anlamakta zorluk çekiyordum, ama merdiven macerasından sonra dilini yutmuş gibi susmuştu. Ben odaları dolaşırken peşimden geliyor ve sesini bile çıkarmıyordu. Ama gözleri alev alev yanıyordu. Bakışları neremde dolaşsa orayı yakıyor gibiydi. Deli gibi sulanmıştı amım…
Dipteki odalardan birinde üç amele daha çalışıyordu. İçeri girmemle birlikte durup beni seyretmeye başladılar. Hepsi de doğulu olmalıydı. Aralarında anlayamadığım bir şeyler konuşup duruyorlardı. Üzerimde dolaşan gözlerine bakarak, konuşmanın konusunun benden başka bir şey olmadığını anlıyordum. Amım nabız gibi atıyordu artık. Kendimi bir anda dört tane ayı gibi herifin arasında bulunca, içimdeki sikilme isteği dayanılmaz boyutlara ulaşmıştı. Aslında kendimi onlara daha çok seyrettirmek istiyordum, ama odada oturabileceğim yer yoktu. Pencerenin önüne gidip dışarıya baktım. Sonra da sanki çevreyi daha iyi görmek istiyormuşum gibi sarktım pencereden dışarı. Arkamda bir anda büyük bir sessizlik oluşmuştu. Böyle durunca eteğimin iyice sıyrıldığını, götümün meydana çıktığını biliyordum. Gördükleri manzara karşısında dilleri tutulmuştu sanki. Yüzümü tekrar onlara döndüğümde üzerlerinde yarattığım etkiyi daha iyi anladım. Mahvolmuştu hepsi. Sikleri öyle bir kalkmıştı ki sevgilim. Bu manzara da benim mahvolmama neden oluyordu tabii. Biran önce sikilmek istiyordum…” dedi.
Karımın anlattıklarını dinlerken yüzünü de dikkatla inceliyordum. Yaşadıklarını anlatmak onu da heyecanlandırmış yanakları yine kızarmıştı. Giysisi göğsünde toplanmıştı. Başından geçenlerin tüm vücudunda küçük izler bıraktığını görebiliyordum. Kendime zorla hakim olup yeniden dikkatimi karımın anlattıklarına verdim.
Karım: “Birden aklıma adamların geceleri orada yatıp yatmadıkları sorusu takıldı. Eğer inşaatta yatıyorlarsa, yataklarıyla eşyalarının bulunduğu bir yer olmalıydı. O zaman ne yapıp edip onları oraya götürmeliydim. Böyle düşününce iş biraz kolaylaşmış oluyordu. Adamlara bana ikram edecek çayları olup olmadığını sordum hemen. Tabii şaşırdılar önce. Sonra içlerinden biri atılıp önüme düştü ve alt kata inmeye başladık. ilk amele de dahil olmak üzere diğerleri yukarda kalmışlardı. Ama yanımıza gelmelerinin fazla sürmeyeceğinden emindim. Gittiğimiz yer bodrum katın dip tarafındaki büyücek bir odaydı. Duvar diplerine dizilmiş beş yer yatağı, bavullar ve bir köşede de piknik tipi bir ocak duruyordu. Adam hemen ocağın yanında duran demliği kapıp dışarı çıktı. Su doldurup geleceğini anlamıştım. Gidip ocağa en yakın yatağın üstüne oturdum ve beklemeye başladım. Elinde demlikle tekrar döndüğünde cin çarpmışa döndü amelecik. Otururken eteğim öyle bir sıyrılmıştı ki, kıçım bile meydandaydı. Pantolonun önü bir anda kabarmıştı. Şaşkın adımlarla ocağa doğru yürüdü ve demliği yerleştirdi. Ellerinin titrediğini görebiliyordum…
Bu arada benim de bekleyecek halim kalmamıştı. Elimi uzatıp pantolonunun üstünden o muhteşem sertliği okşamaya başladım. Ateş gibi yanıyordu siki sevgilim. Kocamandı. Ellerinin titremesi tüm vücuduna yayılmıştı. Öbür elimi de götürüp pantolonunun düğmelerini çözdüm. Sonra da elimi içeri sokup, donunun aralağından sikini yakalayıp dışarı çekmeye başladım. Artık ikimiz de son derece heyecanlanmıştık, ama onun heyecanı benimkinden çok fazlaydı. Daha sikini tam çıkaramadan beli geldi. Sanki elim yanmış ve çıldıracak gibi olmuştum. Sonunda hala küçük küçük kasılıp tepesindeki delikten beller fışkırtmakta olan o kocaman siki dışarı çıkarmayı başardım ve uzanıp ağzıma aldım. Homurtuya benzer bir ses kaçırdı ağzından. Kaba ve tozlu elleriyle omuzlarıma yapıştı. Nihayet hareket etmişti. Sertliğinden hiç kaybemişti siki. Bellerinin tuzlu tadı ve keskin kokusu ağzımı ve genzimi doldurmuştu. Oh sevgilim zevkten başımın döndüğünü hissediyordum. Emmeye, başımı ileri geri götürüp sikini ağzıma sokup çıkarmaya başladım. Bir mantar gibi şişmişti başı. Yeniden beli geldi. Az önce büyük bir bölümü boşa giden tohumları bu sefer gırtlağıma fışkırıyor, delirtiyordu. Bu kadarı fazlaydı doğrusu. Dayanamıyordum. Birden geliverdi belim…” dedi.
Karımı dinledikçe sikim patlayacak gibi kalkmıştı. Elimi götürüp amını avuçladım. Hiç olmadığı kadar vıcık vıcıktı. Tepeden tırnağa titremesine neden olmuştu bu. Dinlemeyi sürdürürken amına sokup çıkarıyordum artık. Karımda anlatmaya devam etti.
Karım: “Siki hala taş gibi sert ve dimdikti. Biran için yüzüme baktı. Olup bitenleri anlayamamış gibi bir ifade vardı yüzünde. Eminim ilk defa bir ağza girmişti siki. Üstelik tüm bellerini de yalayıp yutmuştum. Sonra omuzlarımdan itip yatağa yatırdı beni ve adeta üstüme atladı. Yeniden son derece heyecanlanmıştım. Sonunda beklediğim an gelmişti sevgilim. Sikilecektim. Az önce ağzımda patlayan sikin, alev alev yanan başı bir anda amımı bulmuştu bile. Tek bir harekette dibine kadar geçirdi bana. Sonra da sikmeye başladı. Kıtlıktan çıkmış gibi çabuk hareketlerle sokup çıkarıyordu içime. Zevkten uçmuş gibiydim. O anda diğer amelelerin de kapının önünde durduklarını farkettim. Dikilmiş bize bakıyorlardı. Hepsinin gözleri vücudumda sabitleşmiş gibiydi. Onların gözleri önünde sikilmek o kadar güzeldi ki sevgilim. Bacaklarımı kaldırıp üstümdeki amelenin beline doladım. Neredeyse aynı anda adamın yine beli geldi. Fışkırmalarını amımın en dibinde hissediyordum. Çığlıklar atarak ben de getirdim belimi. Gözlerim kararıyordu…
Üstümdeki kalkarken, yerini bir başkası alıverdi. Bir anda yeni bir sik girdi içime. Hemen de fışkırtmaya başladı. Aman tanrım nasıl da abazandılar herifler. Daha kendimi tam toplayamadan, bir kez daha getirdim ben de belimi. Üstümdeki amelenin gerçi beli gelmişti ama, tınmamıştı bile. Hırsla sürdürüyordu beni sikmeyi. Bu sefer biraz daha uzun dayandı. Ama çok geçmeden tohumlarını tekrar amımın dibine boşaltmaya başladı. Kendimi tutamıyordum. Döl dalgalarının rahmimin ağzına çarptığını hissedince yeniden belim geldi benim de. İnanılmaz bir şeydi, ama hala sikmek istiyordu beni. Ötekiler bırakmadılar. Üçüncü amele onu omuzlarından tutup üstümden kopardı sanki. Sonra da bacaklarımın arasına kendi girip dibine kadar soktu amıma. Daha sonra, onun yerini dördüncü amele aldı. İş kelimenin tam anlamıyla çığrığından çıkmıştı artık. Böyle sıraya girip kaçar kere siktiler beni bilmiyorum sevgilim. Rüyada gibiydim. Amım, en çok bir kaç saniye için boş kalıyor, sonra kazık gibi sert yeni bir amele siki giriyordu içime. Artık ilk baştaki kadar çabuk da getirmiyorlardı. Sikişlerin süresi her seferinde biraz daha uzuyor, bu yüzden de her sikiş biraz daha zevkli hale geliyordu. Amım, tüm benliğimin merkezi haline gelmiş, neredeyse belle tepeleme dolup, iyice gevşemişti. İçime girip çıkan sikler, beni daha da tahrik eden şakırtılı sesler çıkarıyor ve amımdaki döllerin dışarı taşıp, önce götüme, oradan da yatağa sızmasına neden oluyordu…
Aslında hiç biri bana zevk vermeyi aklına getirmiyordu tabii. Yalnızca kendilerini düşündükleri açıkça belliydi. Düpedüz beni kullanıyorlardı ve ben bunu son derece tahrik edici buluyordum. Kocaman sert ve nasırlı eller vücudumun her yanında dolaşıyor, memelerini avuçlayıp, sıkıyor, mıncıklıyordu. Sikişmek değil, sikilmek istemiştim ve sikiliyordum işte. Ohhh sevgilim, biri inip biri çıkıyordu üstüme. Birden yatağın yanında durup bizi seyreden diğer üçünün aralarında bir şeyler konuştuğunu duydum ama ne dediklerini anlamıyordum. Bacaklarımı o anda beni sikmekte olan herifin beline dolamış, zevkle inlemekle meşguldüm. Beynim durmuş gibiydi. İçimdeki sik tohumlarını boşaltmaya başladığında, ben de bilmem kaçıncı kez belimi getirdim. Rüyada gibiydim. Derken bir değişiklik oldu ve üstümdeki amele çekilince bir yenisi gelmedi. Onun yerine kaba bir çift el kalçalarımdan tuttuğu gibi beni yüzüstü çevirdi. Sonra da kalçalarımı ayırdı eller. Ne olacağını anlamıştım. Sıra götüme gelmişti. Yeni bir sikilme isteği tüm yakıcılığı ve şiddetiyle pençesine alıverdi beni…” dedi.
Karımın sesi artık iyece boğuk çıkıyordu. Bacaklarını alabildiğine aralamış, dizlerini büküp neredeyse memelerine kadar çekmişti. Sokup çıkardıkça kalçaları sağa sola çalkalanıyordu. Birden amından çıkarıp daha aşağıya götüne kaydırdım yarağımı. İyice açıktı küçük deliği. En az amı kadar kaygan bir haldeydi. Hiç zorlanmadan giriverdi yarağım. “Ohhh sevgilim…” diye inledi karım. Bir dirseğimi kanepeye dayamış, onun zevkten çarpılmış yüzünü seyrediyordum. Birden vücudunun sarsılmaya başladığı gördüm. Yarağım sanki bir mengenenin içine sıkışmış gibi oldu. Beli geliyordu karımın. Tekrar kendini topladığında kaldığı yerden anlatmaya koyuldu. Artık götünden sikilişinin öyküsüydü anlattıkları:
Karım: “Kıçımı havaya kaldırmış bekliyordum sevgilim. İlk gelen sikini ağzıma aldığım amele oldu. Bir anda çıktı üstüme. Sikini döllerle vıcık vıcık olmuş götüme dayadı ve canımı acıtabileceğini bile düşünmeden geçirdi bana. Gözümde şimşekler çaktırarak dibine kadar soktu götüme. Sanki yatağa çivilemişti beni. Pompalamaya, o kocaman sikini götüme sokup çıkararak beni sikmeye başladığında, daha gevşeyememiştim bile. Ama bunun farkında bile değildi. Hırsla sikiyordu götümü. Durmadan sikilmekten iyice gevşeyen amımdan sonra, götümün sıkılığı aklını başından almış gibiydi. Birden patlayıverdi içimde. Dölleri götüme doluyor beni çıldırtıyordu. Bağıra bağıra, ben de belimi getirdim. O üstümden kalkıp yerini öbürlerinden biri almadan önce de dizlerimin üstüne kalkmayı başardım bu arada. Domalmış yeni sikleri bekliyordum sevgilim. İkinci sik kolayca girdi götüme. İlkinin dölleri içimi de iyice kayganlaştırmıştı. Ellerim yatağa dayalı, gözlerimi kapamış, kendimi bir piston gibi götüme girip çıkan kocaman amele sikinin verdiği zevke tümüyle bırakmıştım. Delice bir şeydi bu. Diğer ameleler yatağın yanında durmuş, arkadaşlarının götümü sikişini seyrediyordu. Pantolonlarının çözük önlerinden dışarı çıkan sikleri dimdikti…
Ağzımın sulanmasına neden olan bir manzaraydı bu. Heriflerin gözlerine bakarak ağzımı aralıyor dudaklarımı yalıyordum ama ne istediğimi anlamıyorlardı bir türlü. Gerçi biri artık öğrenmiş olmalıydı, fakat öbürleri amım ve götüm gibi ağzımın da sikilebileceğini akıllarına bile getirmiyorlardı. Bu arada götümdeki sik de fışkırmaya başlamış ve beni yeniden bulutların üstüne göndermişti. Sonra üçüncü amele geçti arkama. Artık iyice gevşemişti götüm. Adam da biraz yorulmuştu galiba, öbürlerinden daha sakin sikiyordu götümü. Sikini neredeyse başına kadar çıkarıyor, sonra yeniden dibine kadar geçiriyordu götüme. Zevkten uçuyordum sanki. Elimi kaldırıp en yakındaki amelenin paçasına yapıştım ve çekmeye başladım. Şaşırmıştı. Ona adeta yalvararak bana yanaşmasını söyledim. İlk amele ne istediğimi anlamıştı harhalde, arkadaşına bir şeyler söyleyip bana doğru itti. Kararsız hareketlerle yatağın üstüne çıkıp, önümde diz çöktü adam. Kocaman siki gözlerimin önündeydi. Elimi uzatıp sikini yakaladım ve biraz daha çektim yüzüme doğru. Sonra da ağzımı açıp, dudaklarımı, mosmor kesilip çatlayacak gibi şişmiş başına yapıştırıdım. Vücudu titredi. Sanki korkuyor gibiydi. Ama sikinin bir bölümünü ağzımın içine aldığımda kendini bıraktı. Bir elini omuzuma koyup öbür eliyle saçlarımdan kavradı ve ağzımı sikmeye başladı. O koca sikini ağzıma sokup çıkarıyordu şimdi…
Ah sevgilim bir bilebilsen, öylesine güzeldi ki. Bir amelenin siki götüme, diğerininki ağzıma girip çıkıyordu. İki taraftan birden sikiyorlardı beni. Zevkten delirecek hale gelmiştim, ikisinin de belini getirmek üzere olduğunun farkındaydım. Olabileceğini bile akıllarına getirmedikleri bir şeyi yaşamak onlar için çok fazlaydı. Ağzım da götüm de fışkıracak döllere hazırdı. İlk patlayan ağzımdaki sik oldu. Hem de nasıl patladı sevgilim. Sanki hiç tükenmeyecekmiş gibi gırtlağıma fışkırtıyordu döllerini. Sonra götüme de amele dölleri dolmaya başladı. Neredeyse bayılmak üzereydim. Bundan sonra her şey birbirine girdi. Beni iki yerimden birden sikebileceklerini iyice kavramışlar, artık birer birer değil, ikişer ikişer biniyorlardı üzerime. Biri amıma, diğeri götüme sokuyordu sikini, aynı anda hem amdan hemde götten sikiyorlardı beni. Ohh sevgilim, müthiş bir duyguydu bu. Üçüncüsü ise ağzıma sokmuştu yarağını. Ellerim de boş durmuyor, sırada bekleyen yarağı okşayıp inmesine izin vermiyordu. Sonunda sikleri kalkmaz olana kadar siktiler beni. Ohhhh sevgilim zevkten bayıltana kadar siktiler beni. Midem, amım götüm döl dolmuştu.” dedi.
Daha fazla dayanmama olanak kalmamıştı, yüzüstü çevirdim karımı. “Ah ne güzel şimdi de sen sikeceksin götümü değil mi?” diye mırıldandı, “Karının amele sikleriyle bollaşmış götünü sikeceksin değil mi? Ohh, hadi gel sok götüme sevgilim. Hadi çabuk nolur!” diyerek, kıçını havaya kaldırmış önümde domalmıştı. Gerçekten de bollaşmıştı götü. Sikimin zonklayan başını dayayıp bastırdım. Neredeyse içine çekti beni. Vıcık vıcık döl doluydu götü. Zevkten başım dönüyordu. Karım da susmak bilmiyordu: “Hissediyor musun içim nasıl döl dolu sevgilim?” diyordu, “Nasıl sikip sikip içime fışkırtmışlar değil mi? Ohhh amele dölü dolu götüm, bak. Hadi sik beni nolursun… Oh hadi sevgilim!” dedi. Kendimi tutmama imkan yoktu. Belim gelmek üzereydi. Karım da farkındaydı bunun. Kalçaları bir dansözünkü gibi kıvrılıp bükülüyor çalkalanıyordu. “Hadi getir belini sevgilim.” dedi sonra, “Hadi getir belini. Ohhh hadi sen de fışkırt götüme… Tüm döller birbirine karışsın nolur.” dedi. Birden bir top gibi patladım. Hiç durmayacakmış gibi geliyordu belim. Gözlerim kararıyordu. Sonra karımın üstüne yığılıp kaldım…
Hoşçakalın. Herkese bol sikişler.