Selam, ben Hakan. Adapazarı’nın bir köyünde ailemle yaşıyorum. Bekarım, 19 yaşındayım, 1.75 boyunda, 60 kg atletik yapıya sahibim. Kış gelmiş, havalar iyice soğuk geçmeye başlamıştı. Odunumuz az olduğundan, bağ bahçemizde bulunan ağaçlardan, odun motoruyla, bu kış yetecek kadar ağaç kestik. Daha sonra kestiğimiz odunları arabayla eve getirdik. Babam memur olarak çalıştığından, odunları yarmak işi mecburen bana kalmıştı.
Bu arada, bizim evimizin az ilerisinde, iki katlı, altı ahır, üstü ev olan bir bina vardı. Orda komşumuz Sema teyze yalnız yaşıyordu. Sema teyze 47 yaşında, kalçaları, poposu, göğüsleri geniş yapıya sahip bir kadındı. Gemilere çalışan kocası eve ancak 6-7 ayda bir gelebiliyordu. Sema teyzelerin iki kızları vardı, ama onlar da evlenmiş gitmişlerdi.
Ben odunları baltayla yararken, Sema teyze bir ara balkona çıkarak, sofra bezini çırptı. Bana bir süre baktıktan sonra tekrar içeri girdi. Ben de öğlen olunca eve girerek yemeğimi yedim. Yemeğimi yedikten sonra tekrar dışarı çıkarak odunları yarmaya başladım. Yarmaya başladıktan iki saat sonra, baktım Sema teyze bana doğru geliyor. Yanıma gelerek, “Kolay gelsin Hakancığım!” dedi. “Sağol Sema teyze!” dedim. “Ya benim ahırın içerisinde Gürgen kütüğü olan büyük bir odunum var, onu yarar mısın, mümkün mü?” dedi. “Olur, birazdan gelir yararım!” dedim. Sema teyze, “Tamam bekliyorum!” dedi ve doğruca ahıra gitti…
Ben elimdeki işi bitirdikten sonra, baltayı elime alarak ahıra doğru gittim. Ahırın kapısının önüne gelerek, “Neredesin?” diye seslendim. “Gel içeri, buradayım!” diye seslendi. Kapıdan içeri girdim ve tekrar seslendim, “Neredesin?” dedim. “Aşağıya gel!” dedi. Aşağıya indim. Ahırda, hayvanlara baktığından, yarım metre genişliğinde yol vardı, otlar ve samanlarla dolu. Otların arasından geçerek Sema teyzenin yanına vardım ve “Hani yarılacak Gürgen kütük nerede?” diye sordum. Eteğini yukarı kaldırarak, “İşte burada!” dedi. Sema teyze, külotsuz bir şekilde, sütün gibi bacaklarını yanlara açarak, amı karşımda dikilmiş duruyordu. Amını yeni traş ettiği belli oluyordu. Herhalde bana göstereceği için kıllarını kesmişti…
Ben, onun bu hareketinden dolayı, karşısında dona kalmıştım. İlk kez bir am görüyordum. “Ne bakıyorsun öyle aptal aptal? Hiç am görmedin mi? Yoksa beğenmedin mi amımı?” dedi. “Şeyy, ben Gürgen yaracağım diye geldim…” diyebildim. “Gürgen dediğim bu, bu Gürgeni yaracaksın!” dedi ve elimden tutarak beni kendine doğru çekti, omuzlarımdan aşağıya doğru bastırarak, “Çök!” dedi. Çöktüm. Amını dudaklarıma bastırarak, “Yala bakayım!” dedi. “Olmaz, yapamam, kocana karşı ayıp olur!” dedim. “Bak şimdi avazım çıktığı kadar bağıracağım haaa! Köydeki herkese senin bana saldırdığını söylememi mi istiyorsun? Yala ulan!” dedi. Mecburen yalayacaktım. Amının değişik mayhoş bir kokusu vardı. Çaresizce amına öpücükler atıyordum. “Ulan yalasana, ne bu, sadece öpücük atıyorsun!” diye azarlayıp, iki eliyle başımı tutarak amına bastırdı. Ben de yavaş yavaş amını yalamaya başladım. Amının dudakları kabarmaya ve klitorisi sertleşmeye başladı. Yaladıkça yalıyordum. Dilimi amının içine sokuyor çıkarıyordum bazen.
Orgazm olmuş olmalı ki, amının içerisinden sıvılar gelmeye başladı. Onları da emerek yutuyordum. Yaladığımdan olsa gerek amının deliği genişlemişti. Artık ben de olan olmuş diye düşünerek, amını hızlı hızlı yaladıkça yalıyordum, dişliyor, öpücükler attıkça atıyordum amına, onu çıldırtıyordum. Kadının ayakta duracak pek hali kalmamıştı, kolumdan çekip, “Ayağa kalk!” dedi. Ayağa kalktım, pantolonumun fermarını aşağı doğru çekti ve düğmesini açtı, elini külotumun içine soktu ve “Ulan ne yaptın, küloduna mı boşaldın?” dedi. Sikimi ellemeye başladı. Sikim öyle sertleşmişti ki, zonkluyordu. Pantolumla külotumu aşağı doğru indirdi. Sikimi amının dudaklarına götürdü, amını sikime doğru bastıarak, sikimi içine aldı. Amının içi yanıyordu. İkimiz de ayakta olduğumuzdan, o kendisi amıyla sikime ileri geri yapmaya başladı. O da, ben de birer defa orgazm olmuştuk. Ahır kapısının yakınlarında ses duyduk, hemen elbiselerimizi giyerek, düzelterek toparlandık. Kapının yanına gittiğimizde, kimse yoktu, meğerse kedi imiş ses yapan. “Hadi git şimdi, seni akşam bekliyorum!” dedi. Bense, “Gelebilirsem gelirim!” dedim.
Akşam olmuştu, evdekilere arkadaşıma gittiğimi söyleyip evden çıktım. Etrafı kollayarak Sema teyzenin evine gittim, kapıyı tıklattım. Kapıyı açtı, beni içeri aldı. Çok sexy duruyordu, askılı buluz, mini etek giymişti. Salona geçtik, sofrayı kurmuş, benim için çok güzel yemekler hazırlamıştı. Yemek yerken o da yanıma oturmuştu. Bir ara ağzına aldığı lokmanın yarısını öpüşerek benim ağzıma veriyordu, ben de yutuyordum. Bazen o, bazen ben onun ağzına atarak yutuyorduk. Karnımızı doyurduktan sonra sofrayı kaldırdı ve onun yatak odasına gittik. Önce askılısını, sonra eteğini, daha sonra da sütyenini çıkardı, külot yine giymemişti. Benim de gömleğimin düğmelerini açarak, pantolonumu ve külotumu da çıkardı. Sikime bir öpücük kondurdu ve “Aslanım! Seni yerim, ham yaparım, yavrum!” diyerek yatağa sırtüstü uzandı, bacaklarını açarak bana baktı öylece…
Ben de amını yalamaya başladım. Her attığım dil darbesinde, kadın, “Ahh, ohh, off of, bırakma, devam et!” diye inliyordu. Amından göbeğine geçtim, ordan da memelerine. Yaladıkça memelerinin uçları sertleşmiş, fındık gibi sivrileşmişti. Memelerini avuçluyor, dişliyor, kokluyordum. Dişlediğimde, “Ayy, oyy, devam et!” diye sesler çıkarıyordu. Kulak memelerine geçtim, oralardan dudaklarına yumuldum. Daha sonra 69 posizonuna geçtik, o benim sikimi, ben de onun amını yalamaya başladık. Kadının amından öyle bir sıvı akıyor ki, durmuyor akıntı…
Sonunda fazla dayanamadı, beni sırtüstü yatırarak, üstüme çıktı, amını sikime geçirdi bir hamlede, üstümde zıpladıkça zıplamaya başladı. Zıpladıkça memeleri de ağzımın üstünde sallandıkça sallanıyordu, ben de memelerini yalıyor, öpüyordum. Kadın resmen çıldırmış gibiydi, “Hadi bana küfür et, bildiğin bütün küfürleri et!” diye bağırmaya başladı. Benim de küfür repertvarım çok kısıtlıdır, sadece, “Orospum, fahişem, kaltak, ne doymak bilmeyen am varmış sende!” diyebildim. Kadın ettiğim küfürlere kahkahalarla gülerek orgazm oldu. Amını kasıp gevşeterek beni de boşalttı.
Sonra üzerime uzandı ve “Kocam olacak o bostan korkuluğu 6 ayda bir, ya da senede bir geliyor, ne yapayım ki öyle adamı, arzularımı bir erkekle gidermem gerekti, o da sen oldun! Hem senin için de iyi oldu, kerhaneye gidip para vermekten kurtardım seni, daha da am sikmeye para vermeyeceksin!” dedi. “Ben hiç seks yapmadım ki, kerhaneye gideyim kadınlara para vereyim!” dedim. “Desene seni ben milli yaptım?” dedi. “Evet, sende milli oldum!” dedim. “Bununla gurur duyacağım!” dedi.
Daha sonra banyoya geçtik, o beni, ben de onu yıkamaya başladık. Birden suyu kapattı ve “Çök!” dedi. Çöktüm. Arkasını döndü bana ve götünü ağzıma dayadı, “Yala!” dedi. “Olmaz, yalayamam!” dedim. “Yalasana ağzına sıçtığımın ibnesi, amımı sikerken iyi idi, değil mi!” diye azarladı. Ben yalamayınca kızarak döndü, amını yüzüme yanaştırdı, amını önce ağzımın içine, sonra da yüzüme tutarak işemeye başladı. Ben şoku atlatınca tabii ağzımı ve gözlerimi kapadım. İşemesi bitince arkasını dönerek götünü burnuma dayayıp bir osurdu ki, nasıl sinirlendim anlatamam. O sinirle ayağa kalktım ve hızla götüne dayadım sikimi. Ben zorladıkça, “Bırak ulan orospu çocuğu, acıyor!” diye bağırıyordu. Ama bırakmadım, bağırta bağırta kökledim götüne! Kalçalarına tokat ata ata, “Orospu, fahişe, kaltak!” diye diye siktim götünü ve içine boşaldım…
Biraz içinde kaldıktan sonra sikimi götünden çıkardım ki, sikim tümden kana bulanmıştı. “Götümü yırttın orospu çocuğu, siktir git evimden, bir daha da gelme!” diyerek kovdu beni. 10 gün hiç balkona bile çıkmadı, bırakın benimle konuşmayı.
Sonra bir öğlen bize geldi ve anneme, “Komşu, benim biraz yarılacak Gürgenim var, Hakan’ı yollayabilir misin?” diye izin istedi. Annem de, “Tabii tabii, ne demek Sema teyzesi, hemen yollarım!” diyerek beni gönderdi. Sema teyze artık her hafta evinde yapılacak bir iş buluyor ve annemden beni göndermesini istiyordu 🙂