Yaşadıklarımı birilerine anlatmaktan çok utanacağımı düşünüyordum, fakat buradaki diğer hikayeleri okuyunca yazmaya karar verdim. Biz Bursa’da oturan, kendi halinde yaşayan bir çiftiz. İki yıl önce evlendik. Kocamla birbirimizi çok seviyoruz. Ben 21, kocam 28 yaşında. Ben kocamdan başkasıyla hiç beraber olmadım, olmayı da aklımdan bile geçirmedim. Çünkü kapalı bir çevrede yetiştik. Bu arada kocam Hüsnü sekse pek düşkün değildir. Çoğu zaman ben ona yaklaşırım.
Apartmanda sadece görüştüğümüz Aysel ablalar vardı. Onlarla çok samimiydik. Herşeyimizi paylaşırdık. Her sırrımızı paylaşırdık. Hatta cinsel yaşantımızı bile. Kocası Osman abi kamyon şoförüydü. Yola çıkardı sürekli. Yoldan döndüğünde Aysel ablayı sevişmekten perişan ettiğini, her gece onunla seviştiğini anlatırdı. “Üzerime bir çıkar benim pestilimi çıkarır.” derdi. O bunları anlatırken aklıma Hüsnü’nün isteksiz hali gelirdi. Osman abi iri kıyım bir adamdı. Aysel abla kocasının ona artık yaşlanmaya başladığını, eski tazeliğini koruyamadığından falan bahsedermiş. Aysel abla 40 yaşlarında falandı.
Bir hafta sonra yılbaşıydı. Aysel ablalar bizi o gece için davet ettiler. Onlar eğlenmeyi seven, neşeli insanlardı. Hüsnü’ye söyledim. Hüsnü bir metal üretimi yapan fabrikada çalışıyordu. “Tamam gidelim, ama o gece benim gece çalışmam gerekebilir.” dedi. Ben de, “Olsun, o saatte biz de kalkarız zaten.” dedim. Yılbaşı gecesi akşam saat 20:00 gibi onlara gittik. Hüsnü gece çalışacaktı. Bunu onlara anlattı. Fakat onlar, “Hüsnü sen istediğin yere git, bu kızın ne suçu var, o gitmez bizle girer yeni yıla. Gerekirse bizde kalır. Olmaz öyle şey!” dediler. Hüsnü mecburen kabul etti. Saat 22:00’ye kadar eğlendik, tombala falan oynadık, yedik içtik. Saat 22:30 gibi ben Hüsnü’yü yolcu ederken, onlar da kapıya kadar uğurladılar. Hüsnü gitti, ama ben tedirgin oldum, kocam yoktu.
Biz içeri girdik ve televizyonda müzik ve eğlence proğramını izlemeye devam ettik. Bir ara Aysel abla odaya gitti, döndüğünde üzerinde ince bir gece elbisesi vardı. “Aman sıkıldım dar elbiseden, şimdi rahatladım. Sen de ince birşeyler ister misin?” dedi bana. Ben de, “Ben böyle iyiyim.” dedim utanarak. Aysel abla, “Aaaa olurmu? Ben böyle sen öyle. Hemen sana da bulalım!” dedi. “Bilmem ki nasıl olur?” dedim. Odaya gittik. Aysel abla dolabından ince bir askılı elbise çıkardı. Çok açık saçık bir elbiseydi. Ben başörtülü bir kadınım, nasıl olacaktı, “Ben onu giyemem abla!” dedim. Fakat zorla başörtümü çıkardı, “Kızım bu gece yılbaşı, bırak köylülüğü, gönlünce eğlen, bak bize takıl sabaha kadar!” dedi. Verdiği elbisenin etekleri kısaydı, bu geceye kadar böyle elbise giymemiştim. Sıkılyordum. Odaya girerken çıplak hissettim kendimi. Bir de kocamdan başka bir erkek vardı yanımızda. Ama neyse, o benim abim sayılırdı.
Saat 24:00’e çeyrek vardı, Aysel abla mutfağa çağırdı beni, “Güzel bir yılbaşı sofrası ve mezesi hazırlayalım, bana yardım eder misin? Osman abin içmeden durmaz, bakarsın biz de atarız bir iki duble belki, olmaz mı?” dedi. “Ben içkiyi hayatımda hiç ağzıma sürmedim abla, siz için!” dedim. Sofrayı hazırladık. Saat 24:00’e saniyeler kala Aysel abla ile Osman abi beni de ayağa kaldırıp, geri saymaya başladılar. Osman abi bir koluna Aysel ablayı, bir koluna da beni takmıştı. Yüksek sesle sayıyorduk, ben de onlara katılmıştım. “Sıfır!” deyince Osman abi Aysel ablayı sarılıp kucağına aldı, kaldırıp öptü. Hatta uzunca dudağından öptü. Sonra bana yöneldi, beni de kucaklayıp, “Mutlu yıllar!” deyip beni de yanaklarımdan, ama dudağıma yakın öptü.
İçim bir tuhaf oldu. Ben ne yapıyordum? Kimse inanmazdı şu olanlara. Hoşuma gitti, ilk defa böyle değişik bir yılbaşı kutluyordum. Sonra oturduk, ben Aysel abla ile konuşurken, Osman abi içki içmeye başladı. “Bayanlar size de dolduruyorum!” dedi. “Ben içmem, siz için!” dedim. İkisi kadeh tokuşturup içmeye başladılar. Hem sohbet ediyor, hem yiyor, içiyorduk (ben meyvasuyu içiyordum sadece). Osman abi sürekli eşine takılıyor, ona el şakaları yapıyor, kucaklıyor, öpüyordu. Bir ara ikisi de bana, “Meyvasuyuna biraz Votka katalım, bak sen de seveceksin, eğer hoşuna gitmezse içme!” dediler. Artık ısrarları üzerine kabul ettim. Önce tadı değişik geldi, ama biraz içince hoşuma gitti. Ama sarhoş olurum diye korktuğum için, bir bardaktan fazla içmeyecektim.
Osman abi, “Cenaze evindemiyiz yaa, oturmaya mı geldiniz buraya, hadi biraz da oynayın bakalım!” dedi ve oryantal bir CD koydu. Aysel abla beni de zorla kaldırdı ve başladı kıvırtarak oynamaya. Ben utandım, yüzümün kızardığını söylediler. İçkinin tesiriyle kendimi koyverdim, aslında iyi oryantal yapardım. Aysel abla, “Kız sen dansözlere taş çıkartırsın valla, bu ne güzel oynayış!” dedi. Osman abi de, “Aysel bu kızda ne cevherler varmış da haberimiz yokmuş!” dedi. Az sonra Osman abi de kalktı bizimle oynadı. Sonra oturduk ve oynamayı nasıl öğrendiğimi sordular. Ben de kızlar arasında oryantal yarışı yaptığımızı, sürekli oynadığımızı anlattım. Aysel abla, “Biraz da romantik takılalım kocacığım!” deyip, slow bir CD koydu. Odanın büyük ışıklarını södürüp, küçük mum ışığı tipindekini yaktı sadece ve ışığını da loş hale getirdi. Osman abiyle dansa kalktılar…
Kafaları da çakırlaşmıştı. Dans erlerken öpüşüyorlar, elleri de birbirinin vücudunu okşuyordu. Osman abi bir ara eşinin boynunu yaladı. Beni fark etmiyorlardı sigara dumanı ve loşluktan. Ben çaktırmadan onları seyrediyordum. Aysel abla elini kocasının önüne atmış, sikini okşuyordu. Dudakları biririnden ayrılmıyordu. Az daha biribiriyle sevişeceklerdi. Aysel abla benim sıkıldığımı fark etmiş olacak ki, “Ben yoruldum!” dedi. Ama Osman abi, bırakmak istemedi. Aysel abla da, “Biraz da Oya ile dans et hadi, onu kaldır dansa, ben de masadakileri toplayıp mutfağa götüreyim!” dedi. Otururlarken Osman abi bana, “Oya hadi dans edelim!” dedi, elini uzattı. Ne yapacağımı şaşırdım, istemeden elimi uzattım ona. Dansa başladığımızda Aysel abla da masayı toplamaya başladı…
Osman abi yeni yıldan neler beklediğimi falan soruyordu. Yüzü yüzüme değecek gibiydi. Nefesini hissediyordum. Vücudumuz değiyordu zaten. İçimde birşeyler kıpırdıyor, fakat ben duygularımı bastırmaya çalışıyordum. Osman abi konuşmaya devam ediyordu. İlk defa bana bu kadar yaklaştığını ve beni çok sevdiklerini anlatırken, elini belimde gezdiriyor, kalçalarımı okşuyordu. “Ne güzel oynadın öyle, vücudun da çok güzelmiş, aslında hep böyle giyinsen ya!” dedi. Ben de, “Açık giyinirsem kocam kızar!” dedim. “Ama çok düzgün fiziğin var, insanlar da görsün bu güzelliğini, bak biz de sevindik!” dedi. İçim yine tuhaf oldu. Başka bir erkek beni beğendiğini söylüyor ve beni okşuyordu. Bu arada Osman abi eşini izliyordu. Ona meyva hazırlamasını söyleyip mutfağa gönderdi…
Aysel abla gidince, Osman abinin hareketleri serbestleşti, elini kalçama indirdi. Beni yanağımdan öptü, “Oya çok güzelsin!” deyip dudağımdan öpmeye çalışırken, ben geri çektim kendimi. Elini bacaklarıma indirdi, zorla öpüyordu. Ben kendimi kaçırırken birden dudaklarım onun dudaklarına değdi ve Osman abi de hemen yapıştı dudaklarıma. Kocamdan başka bir erkekle hiç öpüşmemiştim. Tadı farklıydı. Tükrüğü, dudaklarıma yapışıp içine çekmesi değişikti. Ben yine kendimi toparladım, “Oturalım!” dedim. Ben oturunca, o direk mutfağa gitti…
Aradan bir süre geçti, kimse gelmeyince, yavaşça mutfağa yöneldim. Mutfağın kapıdan içeriye baktım ki, aman Tanrım! Osman abi beni öpüp okşayamayınca, gitmiş hevesini karısından çıkarmaya çalışıyordu. Arkasında eteğini kaldırmış, külodunu dizine kadar indirmiş, amını yalıyordu. Aysel abla da, “Yapma Osman, içeride kız var!” diyordu. Osman abi de, “Siktirtme kızını lan, mazaret dinlemem ben, seni sikmeden bir adım atmam buradan!” diyordu. Hemen aysel ablayı tezgaha domaltıp, kendi pantolonunu ve donunu indirdi, sikini eline aldı. Ne büyük birşeydi o öyle! Tükürükle sikinin başını ısladı önce, sonra dayadı karısın amına. Aysel abla sadece boğuk bir, “Ohhhh!” diyebildi. Osman abi kudurmuş gibi hızlı hızlı sikmeye başladı. Sikinin ancak yarısı giriyordu Aysel ablanın amına. “Yavaş Osman, hepsini sokma, canım yanıyor!” diyordu. Az sonra siki ve taşakları Aysel ablanın kalçalarına vuruyordu. Sonra birden boşaldı ki herhalde, Aysel ablanın üstüne yığıldı kaldı. Ben de sessizce yerime geçtim.
Banyoya gidip geldiler yanıma. Gece devam ediyordu. Benim aklımda Osman abinin siki vardı. Aman Tanrım, ben neler düşünüyordum. Saat 02:00 gibi oldu, “Ben gideyim artık.” dedim. Hemen müdahale ettiler, “Ne demek gitmek? Bir yere gidemezsin, bu gece salmayız seni. Bu saten sonra nereye? Kalıyorsun burada!” dediler. Bana konuşma hakkı bile vermediler. Aysel abla odadan ince bir gecelik getirdi. Ama gecelik tamamen şeffaftı, içi tam gözüken cinsten. “Yan odada giy!” dedi. Giyip geldim, ama kendimi çıplak hissettim. İkisi de bana bakıyordu. Sütyenim ve külotum olduğu gibi belliydi. O sırada televizyonda şarkılar çalıyordu, slow bir müzik vardı. Osman abi elini bana uzatarak, “Hanımefendi benimle dans eder misiniz?” dedi. Aabla da, “Hadi kalk, nazlanma!” deyince, ben artık üzerimden utangaçlığımı atmıştım, “Tabii beyefendi!” dedim.
Biz dansa kalkarken Aysel abla esniyordu. Eline kumandayı alıp televizyonun sesini açtı. O da şarkıyı mırıldanıyordu. Kocasını hiç kıskanıyor gibi değildi, çok rahattı. Demek ki onlar alışkındı böyle yaşamaya. Osman abinin nefesi dudaklarımın ucundaydı. Az sonra oturduk. Osman abi içmeye devam etti. Aysel abla, “Benim uykum geldi, ben yatacağım. Oya senin yatağını yan odaya açtım canım. Uykun gelince yatarsın. Osman abin daha içer. Sabah beraber kahvaltı yaparız. Tamam mı? Hadi size iyi geceler!” dedi. “Abla ben de yatayım artık. Sana da iyi geceler!” dedim kalktım, birlikte odalarımıza çekildik.
Ben uykuya dalamamıştım. Çişim gelmişti. Tuvalete giderken yatak odalarının önünden geçiyordum, kapıları açıktı ve Aysel abla çoktan sızmıştı. Osman abi salonda televizyona bakıyordu. Televizyonda açık saçık bir film izliyordu. Beni fark edince, “Oya uyuyamadın mı canım? Gel televizyon izle biraz, ozaman uykun gelir!” dedi. Ben de tuvalete gittiğimi söyledim. Tuvaletten gelirken Osman abinin yanına gidip gitmemekte tereddüt ettim. Ama içimdeki dürtüler farklı şeyler de istiyordu. Sonra dayanamadım gittim yanına. Osman abi çok sevindi, “Gel canım, romantik bir film var.” dedi, yanına oturmam için biraz yana kaydı. Oturdum seyretmeye başladım. Ama erotik sahneler de vardı…
Az sonra ışığı söndürdü, “Aysel ablanı rahatsız etmesin ışık!” dedi. Artık sarhoşluğu iyice anlaşılıyordu. Elini yavaşça bacaklarımda gezdirmeye başladı. Diğer eliyle de sikini sıvazlıyordu. Filmde iki sevgili öpüşmeye başlayıca, Osman abi de beni öpmeye başladı. Benim de başım dönüyordu, hiçbir şeyi düşünemiyordum ve düşünmek istemiyordum. Kendimi salıp, karşılık verdim. Beni biraz öptükten sonra, “Oya sana tapıyorum, seni bu gece öyle bir sikeceğim ki, tadını hiçbir zaman unutamayacaksın!” dedi ve önüme diz çöküp külodumu çekti çıkardı. Sonra bacaklarımı açtı ve amımı yalamaya başladı. Arada bir yalamyı bırakıp, “Müthiş bir güzellik bu Oya, keşfedilmemiş bir hazine var burda, sen her erkeğin hayali olacak kadınsın!” diyor, tekrar yalıyordu…
Beni yalayarak 2 defa orgazm ettikten sonra ayağa kalktı ve sikini ağzıma verdi. Zaten kocaman birşeydi ve ben yaladıkça dahada büyüdü siki. Bacaklarımı omzuna alıp sikini sokmaya başladı. O koca sikin amıma bir kayışı vardı ki, kızak gibi girdi. Yarısı girip de, başı amımın çeperine dayanınca, “Osman abi sikin çok büyük, hepsini sokma!” diyebildim. Ama o dinlememiş hepsini sokmuştu bile. Boşalmaktan amım o kadar sulanmıştı ki, içine almışt koca siki. Osman abi öyle zevkle gidip geliyordu ki, elinden gelse taşaklarını da sokacaktı sanki.
Beni birkez daha orgazm ettikten sonra, “Kocan seni götünden sikti mi hiç, haa?” dedi. Anladım ki götümü sikmeyi kafaya koymuştu. “Hayır Osman abi, deliğim çok küçük, girmez oraya!” dedim. Tabii yine dinlemedi, beni çevirdiği gibi koltuğa domalttı ve götümün deliğini yalamaya başladı. Sürekli tükürükle ıslatıyor, diliyle parmağıyla götümün deliğini alıştırmaya çalışıyordu. “Oya, bu deliğe mutlaka girmem gerek, böyle dar deliğe girmeyeli uzun yıllar oldu. Ayselin amı götü çuvala döndü!” diyerek sokmaya çalıştı. Ama ben çığlık atınca geri çekti. Sonra bir daha denedi, bu sefer çok acımadı. Aksine hoşuma da gitti ve başladım götümü sikine doğru bastırmaya. Kendimi nasıl kaptırdıysam artık, “Hadi! Hadi! Hadi sok hepsini! Del götümü! Sik götümü!” dediğimin farkına vardım. Ben neler söylüyordum. Utanmam falan kalmamıştı. Sonunda her ikimizin gayretiyle o koca yarak köküne kadar girmişti götüme…
Fakat götüm çok dar olduğundan, Osman abinin siki mengeye kısılmış gibi, ne ileri, ne de geri gidiyordu. Elimi arkaya atıp taşaklarını okşamaya başlamıştım ki, Osman abi o saniye, “Geliyorum Oyaaa!” dedi ve götüme boşaldı.
Benim hikayem de bu, umarım zevkle okumuşsunuzdur arkadaşlar 🙂